Pazar, Eylül 12, 2010

Bir Yerde /Being There

Kafa bu işte taktığın zaman takılıveriyor bir insana bir şarkıya, bir filme, bir kitaba, bir resme ,bir yere..

İnsanlardan biri de Jerzy Kosinski ( Yeje Koşinski diye okunuyor ) bu aralar benim için ..
Jerzy Kosinski 1933 yılında Rus asıllı bir ana-babadan Polonya'da dünyaya geldi. Eğitimini Polonya'da tamamladı ve öğretim görevlisi olarak jerzy kosinski 1933 yılında rus asıllı bir ana-babadan polonya'da dünyaya geldi. eğitimini polonya'da tamamladı ve öğretim görevlisi olarak varşova bilimler akademisi'ne girdi Varşova bilimler akademisi'ne girdi.
1955 yılında başladığı asistanlık görevine 1957 yılına kadar devam etti. 1957 sonlarında ford bursuyla amerika'ya gitti; daha sonra guggenheim bursuyla amerika'da öğrenimine devam etti. psikoloji doktorası tamamladıktan sonra wesleyan üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev aldı. daha sonra princetonyale üniversitesi'nde öğretim üyeliği yaptı. ilk eseri 1960 yılında yayınlandı; joseph novakboyalı kuş/the painted bird izledi. fransa'da yazara "en iyi yabancı roman" ödülünü kazandıran boyalı kuş 36 dile çevrildi ve bütün yayınlandığı ülkelerde aynı başarıya ulaştı. jerzy kosinski daha sonra yayınlanan adımlar/the steps ile başarısını sürdürdü. adımlar amerika'nın en büyük edebiyat ödülü olarak bilinen "national book award 1969" armağanını kazandı. yazarın üçüncü romanı bir yerde/being there 19 dilde aynı zamanda yayınlandı üniversitesi'nde ve takma adıyla yayınlanan bu kitabını büyük başarıya ulaşan yayınlandığı sene amerika'nın en büyük edebiyat ödülü olarak bilinen "national book award 1969" armağanını kazandı. yazarın üçüncü romanı bir yerde/being there 19 dilde aynı zamanda yayınlandı


Charles Manson 1969'da Roman Polanski'nin evini basip öldürme emrini verdiğinde ve sekiz kisi telef olduğunda, Kosinski New York JFK havaalaninda yanlis etiketlenmis bavuluyla ugrasmaktadir. Yoksa o da davetlidir ayni aksam, arkadaslaridir hep öldürülenler. O gece kurtulmus, üstüne bir yirmi yil daha yasayip karisi ile tv izlerken banyoya gidip kafasina naylon torba gecirip baglayarak ''i am going to put myself to sleep now for a bit longer than usual. call the time eternity '' notunu bırakıp intihar etmistir.

Unutulmaz anekdotlarından birisi
"ben de boga güreşi izlemiştim; bu bende cesur bir matadorla azgın bir boğa arasındaki bir tür erkeklik gösterisi izlenimi uyandırdı. zaten bir bakıma boğa bacakları arasında sallanan o koca kara organıyla bana hep bir erkeklik simgesi olarak gözükmüştür, matadoru da onu baştan çıkarmaya çalışan bir dişiye benzetirim. süslü püslü, oynak mı oynak bir dişi, onu kovarmış gibi yapıp onun tarafından becerilmeye can atar, sanki bekaret kanına, boğanın boynuzlarının deştiği karnının kanına batmış gibi kıpkızıl örtüsüyle erkeği tahrik eder, kışkırtır, her hamlede yanından sürünerek geçmesine izin verir aşifte. ancak boğa düştüğünde, dişisini kovalamaktan yorulup ayakları yere çakılı, baş eğik durduğunda, matador hor gördüğü aşığını cezalandırmak isteyen, terkedilmiş bir kadın gibi kılıcını kaldırır ve onu insanoğlunun en zayıf noktasına daldırır: erkek kalbine." 


ilgilenenlere The Paris Review'deki ropörtajı
JERZY KOSINSKI The Art of Fiction No. 46
 
Kitapları ...


Boyalı kuş
Adımlar
Bir yerde
Kör randevu
Çelik bilye
Boşluk
İhtiras oyunu
Şeytan ağacı



...EL GoLfO...

Ben öyle hep ilk sıralarda yer alan mekanları görmek için can atanlardan değilim . Prag resimleri kan basıncımı artırmıyor benim . İçsel enerjiyi seviyorum ben . Bu,  topragın içindeki enerjinin dışarıya patlamasıyla (!) oluşan , mucizevi görüntüye hasta oluyorum . . .

Siyah kumun içindeki yemyeşil su .... ve alabildiğince masmavi deniz ...  1730 yılındaki volkanik patlama sonucu oluşmuş denize açılan doğal amfitiyatro ..
                                                             daha fazla resim

Lanzarote' de küçük bir köy ...

''Los Abrazos Rotos'' izleyip hayran kaldım ve en kısa zamanda gitmek istiyorum ..